Ülkemizde bebek ve çocuklarda da böbrek ve idrar yollarında taş hastalığı giderek artan sıklıkta karşımıza çıkmaktadır.
Küçük bebeklerde genellikle huzursuzluk, iştahsızlık, bulantı-kusma ve bazen de ateş gibi bulgulara yol açan kum dökme veya taş hastalığı zaman zaman ise annenin bebeğin bezinde kırmızı pembe bir takım kristalleri görmesi ile de fark edilebilir.
Taşlar, ağrısını tarif edebilecek yaş grubundaki çocuklarda, ise tipik olarak kolik denilen böğür bölgesine yerleşik ağrı ve beraberinde bulantı ya da kusma ile karşımıza çıkabilmektedir.
Kum dökme veya üriner sistem taş hastalığından şüphe edilen bir bebek ya da çocukta yapılması gereken öncelikli inceleme idrar tahlili idrar kültürü idrar incelemesinde bir takım kristallere bakılması ve tabii ki bu incelemenin olmazsa olmazı ultrasonografidir.
Ultrason ile taşın yeri, boyutu ve en önemlisi kanallarda tıkanmaya yol açıp gerisinde genişleme olup olmadığının tespit edilmesi mümkündür.
İdrar incelemesinde bazen kristal tipleri mikroskop altında direk gözle görülerek taş tipinin belirlenmesi mümkün olabilirken, çoğu zaman idrardaki kalsiyum, Ürik Asit, Okzalat, Sitrat ve Sistin gibi maddelerin miktarına bakılarak, taş hastalığına yol açan metabolik neden hakkında önemli fikir sahibi olunabilir.
Taşın yeri, boyutu, kanallarda tıkama yapıp yapmaması ve tipi hakkında bilgi sahibi olduktan sonra ise tedavi aşamasına geçilir.
Genellikle 5 mm.nin altındaki taşlar kendiliğinden düşebileceği için bu grupta ultrason takibi altında beklemek ve ancak ciddi enfeksiyon, ağrı veya kanama durumunda müdahale alternatifini gündeme almak gerekir.
Daha büyük taşlardan ise, taş boyutu 15 mm’yi aşmadıkça, dışarıdan ses dalgalarıyla taşı ESWL yöntemi denenmelidir.
Bu konuda tecrübeli merkezlerde, ESWL yöntemi, bebek ve çocuklarda da, hafif anestezi altında rahatlıkla uygulanabilmekte ve taş tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar vermektedir.
Daha büyük taşlarda ise endoskopik tedavi yöntemleri gündeme gelmektedir. (Retrograd Üteteroskopi, RIRS ya da Perkütan). Bu grupta kapalı olarak böbreğin içerisine girilebilmekte taş yerinde görülmekte ve görülen taş lazer ile çok küçük parçalara ayrılmakta ve daha sonra bu parçalar dışarı alınmaktadır.
Taşı tedavi edilen bebek ve çocuklarda elde edilen taş parçaları mutlaka analize gönderilmeli ve taş tipi kesin olarak ortaya konulmalıdır
Taş tipi belirlendikten sonra taşa özel ilaç tedavilerinin kullanılması gündeme gelebilir.
Genel olarak tüm taş tipleri için; bebek uygun aya geldikten sonra su ve sıvı alımının arttırılması, yemeklerde aşırı tuz tüketiminden kaçınılması, aşırı proteinli gıda ile beslenmekten uzak durulması, çikolata, gofret çay kahve gibi, okzalat içeriği fazla olan yiyecek ve içeceklerin az tüketilmesi çok önemlidir.
Ayrıca, kabızlık gibi taş oluşumunu tetikleyebilecek diğer problemlerin de çözülmesi gerekmektedir.
Sitrat taştan koruyucu bir maddedir bu nedenle sitrat içeriği yüksek olan limonun suya katılması veya ev yapımı limonata şeklinde tüketilmesi taş hastalığı olan çocuklarda sıklıkla önerilmektedir.
Unutulmaması gereken en önemli noktalardan bir tanesi de taş hastalığının tekrar edebilen yapıda bir hastalık olmasıdır
Taşı tamamen temizlenen hastalarda dahi beş yıl içerisinde %30 oranında taş hastalığı tekrar edebilmektedir
Bu nedenle taş hastalığı öyküsü olan bebek ve çocukların hiçbir şikayetleri olmasa dahi yılda bir kere ultrason ile taş açısından kontrol edilmeleri son derece önemlidir.